Avrupa'da eğitim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Avrupa'da eğitim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
15 Ekim 2015 Perşembe 0 yorum

MACARİSTAN'DA EĞİTİM

  Bu yazımda Erzurum Avrupa’ya Uçuyor Projesi'nde edindiğim bilgiler doğrultusunda Macaristan'daki eğitim sisteminden bahsetmek istiyorum.

  Gezimizin ilk günü sabah Petőfi Sándor Gimnázium lisesini ziyaret ettik. Okul ziyaretinde Macarları yakından tanıma fırsatı bulduk. Okul müdürü ve çalışanlar gayet güler yüzle, zevkle sorularımızı yanıtladılar.  Bizim için kurabiyeler ve içecekler hazırlamışlardı. Kürsüye Atatürk’ün resmini ve bayrağımızı asmışlardı. Büyük bir Atatürk hayranılar, okulun tarih öğretmeni Atatürk hakkında birçok araştırma yapmış, yarışmalar düzenlemiş. Binanın karşısında ki parkta birde Atatürk büstü bulunuyor bunu öğrencileriyle oraya yerleştirdiklerini gururla anlattılar. Okul binası eski yapım, tavanı yüksekti. Aslı üç katlı olan binanın 2. Dünya Savaşında çatısına yanlış iniş yapan bir uçak yüzünden üçüncü katı yıkılmış, şimdi kullanımda olan iki katıydı.

   Okul gezimizde edindiğimiz bilgiler bizim için gerçekten önemliydi. Bize, ülkemizdeki eğitim ile kıyaslama şansı verdi. Bizdeki gibi öğretmen seçme sınavları yok. Öğretmenler okullara müracaat ediyorlar, okul müdürleri de müracaatlar arasından mülakatla öğretmen alabiliyor, tabi istediği zaman da öğretmen değiştirebiliyor. Bizim burada böyle bir sistemin olduğunu düşünmek bile istemem. Öğretmen maaşlarının çok düşük olmasından yakınıyorlar. Tatilleri de bize göre daha az. Ülkede çocuk sayısının her geçen gün azaldığından, okullarının her yıl kapanma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söylediler. Durum böyle olunca öğrenciler okula yerleşmek için birbiriyle yarışmıyor, okullar öğrenci çekmek için birbiriyle yarışıyor. Okullarının cazibesini artırmak için birçok sosyal faaliyet yapıyorlar hatta öğrencilerine mezun olduklarında iş garantisi veriyorlar.

   Gittiğimiz okul bir liseydi fakat benim gözlemime göre üniversite havasına sahipti. Öğrenciler serbest kıyafetliydiler, ders işleniş esnasında sınıfa girdiğimizde hiç dikkatlerini dağıtmadan biz yokmuşuz gibi devam ettiler, teneffüs zili çaldığında hiç gürültü olmadı, birbirleriyle iletişimlerinde bir seviye olduğu seziliyordu. Bizde olsa nasıl olurdu acaba her kafadan bir ses.

    Yaparak yaşayarak öğrenmeyi onların hayata geçirdiğini gördük lakin bizim eğitimimizde bu söylem biraz havada kaldı. Öğrenmeyi öğretmek yerine ezberci yönteme takılıp kaldık.

  Bina donanımı açısından sınıflarda LCD televizyon, kara tahta ve panolar haricinde pek bir donanım yoktu.  Laboratuvar odaları yine öyle üstün bir donanıma sahip değildi.  Gittiğimiz okul başkentin en iyi en başarılı okullarından biri üstelik.

   Eğitim-öğretim açısından her yıl birçok sosyal, kültürel, sportif öğrenci merkezli faaliyet yaptıklarını söylüyorlar, bizim okullarımızın ise en büyük eksiği. Aslında ülkenin başarılarına baktığımızda bu faaliyetlerin ne kadar etkili olduğunu görebiliriz. Öyle ki ülkede 13 kişi Nobel kazanmış, sporda başarıları oldukça yüksek, olimpiyatlarda en çok altın madalya kazanan 6. ülke. Denize kıyısı olmayan bir ülkede özellikle su sporlarında çok başarılı olmaları ilginç değil mi? Yine dünyaca ün yapmış birçok bilim adamı yetişmiş. Ülkenin nüfusunun 10 milyon olduğu düşünüldüğünde bu rakamlar hiç azımsanamaz.

  Elbette söylenecek daha çok şey var. Bu konu da sizlerin de görüşlerini merakla bekliyorum. 
                              
                                                                                      Semiha KORKMAZ

Devamını oku...
 
;